GÖRME YETERSİZLİĞİ:
Görme gücünün kısmen ya da tamamen yetersizliğinden dolayı, bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur.
YASAL TANIM
Gerekli tüm düzeltmelerden sonra iyi gören gözündeki görme keskinliği 20/200 ya da daha az ve görme alanı 20 dereceden az olan kişilere kör, görme keskinliği 20/70 ile 20/200 arasında olan kişilere az gören denilmektedir.
Görme keskinliği: Gözün özel bir mesafeden görme ve ayrıntıları ayırt etme yeteneğini ifade etmektedir.
Görme alanı: Baş çevrilmeden ve gözler oynatılmadan görülebilen tüm alan demektir ve yaklaşık 180 derecedir. 20/200 oranı ise görmesi normal olan bir kişinin 200 feet’den gördüğünü 20 feet’den görmek anlamına gelir. Metrik sistemde 20/20 görme keskinliği 6/6 oranına karşılık gelmektedir. 20/200 oranı ise 6/60 oranını anlatmaktadır.
Yasal tanım, uzak görme keskinliği ve görme alanının değerlendirilmesini içerir. Görme yetersizliği olan kişinin yasal imkânlardan yararlanıp yararlanamayacağına karar vermede kullanılır.
Ancak kişinin sahip olduğu görme keskinliği, o kişinin mevcut görmesi ile nasıl işlevde bulunacağını belirlemede her zaman iyi bir yordayıcı değildir. Yasal olarak kör kabul edilenlerin çok azı görme gücünden tamamıyla yoksundur. Büyük çoğunluğu görme gücünden çeşitli oranlarda yararlanabilmektedir. Yasal tanımdaki bu sınırlılık nedeniyle eğitsel tanımda öğrencinin öğrenmede birincil olarak hangi duyu kanalını kullandığı vurgulanmaktadır.
EĞİTSEL TANIM
Eğitsel açıdan kör, eğitimde dokunsal ve işitsel materyallere ihtiyaç duyan kişidir. Bu tanım ilk olarak okumayı akla getirmektedir. Eğitsel açıdan kör olarak tanımlanan birey, okuma için kabartma alfabe ya da konuşan kitaplara ihtiyaç duyar. Görme duyusunu öğrenme amacıyla kullanamaz. Eğitsel açıdan az gören, görme duyusunu öğrenme amacıyla kullanabilen kişidir. Az gören bireyler görme potansiyellerini en üst düzeyde kullanabilmek için gözlük, büyüteç gibi araç gereçlerle, büyük puntolu yazı, aydınlatma, zıtlık gibi materyal ve çevre düzenlemelerine gerek duyarlar.
Yasal tanıma göre kör olarak adlandırılan bireylerin birçoğunun çeşitli düzeylerde artık görmesi bulunmaktadır. Ancak, tanımda görme keskinliği temel alındığı için görme keskinliği 20/200 ve altında olan her birey kör olarak tanılanmaktadır. Yasal tanım esas alınarak eğitsel kararlar verildiğinde bu çocuklar görme engelliler okullarına yerleştirilmektedir. Görme engelliler okullarında dokunma ve işitme ağırlıklı eğitim sürdürülmektedir. Eğitsel tanım benimsendiğinde ise görme yetersizliği olan bireylerin homojen bir küme olmadığı, farklı eğitsel ihtiyaçları olabileceği düşüncesi ön plana çıkmaktadır. Eğitsel tanımlar ışığında bireyin ihtiyaçlarına yönelik eğitsel düzenlemelere gitmek, öğrencinin mevcut görmesini etkili biçimde kullanacağı ortam ve materyal düzenlemelerinin yapılması mümkün olur.
Nasıl Fark Edilir?
- Gözlerini ovalayabilir, nesneleri bulanık görebilir.
- Göze yakın iş yaparken kaş çatabilir, rahatsız olabilir.
- Göz kırpabilir.
- Gözleri çapaklanabilir.
- Işığa karşı normalden fazla duyarlı olabilir.
- Göz yanmasından yakınabilir, gözleri sulanabilir.
- Göz- göz kapağı altı kabuk bağlayabilir, şişebilir.
- Şaşılık olabilir.
- Göze yakın iş yaparken baş ağrısı, baş dönmesi, bulanık ve çift görmeden yakınabilir.
- Sık sık tökezleyebilir, yürürken ufak engelleri göremeyebilir.
- Kitap veya küçük oyuncakları göze yakın tutabilir.
- Uzak veya yakına bakarken vücudunda gerilim duyabilir, yüzünü kırıştırabilir.
- Renkleri seçemeyebilir, yazıları karışık ve fazla eğik olabilir.
Öğretmene Öneriler
- Bağımsızlık duygusu geliştirilmelidir. Örneğin, kendi kitap ve araçlarından sorumlu tutulabilir.
- Sınıftaki diğer öğrencilerden yardım isteyebilir. Fakat bağımlı olmamasına dikkat edilmelidir.
- Gören öğrencilerden farklı davranılmamalıdır.
- Görenlerle görme yetersizliği olan öğrenciler arasında sosyal ilişkiler cesaretlendirilmelidir.
- Görme engelli öğrenci sınıftaki her etkinliğe katılmalı, bunun için cesaretlendirilmeli, eğer mümkün olmuyorsa ek etkinlikler düzenlenmelidir.
- Görme yetersizliği olan çocuklara da görenlere verilen özel görevlerin benzerleri verilmelidir.
- Satır çizgileri belirgin defterler kullanılmalıdır.
Az Görenler İçin Öğretmenlere Öneriler;
- Sınıfta yeterli ışıklandırma yapılmalıdır.
- Öğrencinin tahtayı ve diğer materyali daha iyi görebilmesi için sınıf içinde düzenleme yapılmalıdır.
- Açıkça görülmeyen resimlere yer verilmemelidir.
- Görsel materyalin zeminindeki dikkat dağıtıcı unsurlar ayıklanmalıdır.
- Tahtaya açık ve büyük harflerle yazı yazılmalıdır.
- Görme engelli öğrenci tahtanın tam ortasına gelen en ön sıraya oturtulmalıdır.
- Sınıfta tutulan notların görme engelli öğrenciyle paylaşılması sağlanmalıdır. Örneğin karbon kâğıdı / fotokopi makinesi kullanmak gibi.
- Tahtaya yazı yazılırken yüksek sesle okunmalıdır.
- Ödevini tamamlayabilmesi için ek süre tanınmalıdır.
- Fen Bilimleri ve Coğrafya öğretimi için ek düzenlemelere ihtiyaç duyulabilir. O nedenle görme engelliler okullarından materyal ve bilgi alınmalıdır.
- Okulun özelliklerine ilişkin şema ve planlar yapmasına ve çevresini tanımasına yardımcı olunmalıdır.
- Öğretimde en yüksek düzeyde öğrenmeleri sağlanmalıdır.
- Bağımsızlık duyguları cesaretlendirilmelidir.
- Sınıf arkadaşlarıyla uyum sağlaması için oyunlara dahil edilmelidir.
- Grup çalışmalarında sorumluluk alması sağlanmalıdır.
- Eğitsel kollarda aktif görev alması sağlanmalıdır.
- Okula geliş ve gidişlerinde sınıf arkadaşlarından yardım almaları sağlanmalıdır.
- Öz güveninin gelişmesi için sınıf içinde sorumluluklar verilmelidir.
- Defterlerin satır çizgileri belirgin, net olmalıdır.
- Büyük puntolu çalışma kâğıtları hazırlanmalıdır.
Anne-Babaya Öneriler
- Doğduğu andan itibaren çocuğun görsel duyusu kontrol edilip, herhangi bir problem özellikle katarakt varsa tedavi ettirilmelidir.
- Özellikle kullandıkları materyalleri, oyuncakları gözlerine yakın tutuyorlarsa dikkat edilmelidir.
- Çocuk hiç görmüyorsa sözel olarak ya da birlikte yaparak beceriler ve kavramlar öğretilmelidir.
- Çok az görüyorsa görmesinden yararlanarak beceriler ve kavramlar öğretilmelidir.
- Becerileri bağımsız olarak yapmasına imkan verilmelidir.
- Çocuğa her defasında sadece bir beceri ya da bu becerilerin bir bölümü öğretilmelidir.
- Beceri gerçekleştirildiğinde mutlaka ödüllendirilmelidir.
- Farklı ortamlarda sosyal aktivitelere yönlendirilmelidir.
- Çocuğun çarpacağı ya da takılacağı eşyalar ortadan kaldırılmalıdır.
- Eşyaların yerleri değiştirildiğinde çocuğa söylenmelidir.
- Büyük puntolu ve resimli kitaplardan faydalanılmalıdır.
- Çocuğun odası ve eşyaları yetersizliğine göre seçilmelidir.